AZERBAYCAN EDEBİYATI│SEYAHAT-GEZİ ve GÜNCE│E. ÂLÂ TÜRKMEN*

20 Nisan 2020 Pazartesi

 

12. ve 13. yüzyıllarda Azerbaycan’da, Halk Şairlerinin eserleri seslendirilmektedir.

Öncesinde, edebi eserler elbette mevcuttur; fakat bu devirde, Farsça kaleme alınmış manzum aşk hikâyelerinin en büyük ustası tarafından edebiyat için, bir tür üretmiştir. 

 

Türkçe, 14. yüzyılda edebiyat dili olur. Bu devirde ise tek kapıdan girip destan yazanlar, dört kapıdan destansı yolculuklarına çıkacaklardır! En kalabalık boydan gelip en kısa kelime ile anılan şaheser veren de bu devrin en büyük mahdumudur. 

 

Destanlarla 18. yüzyıla gelinir. Çağdaşlar doğar, Türkçe akınlar, modern edebiyatlar bu devirde kurulur. 

 

19. yüzyılda, Avrupa’nın Ronesansı Azerbaycan Rönesans’ının da habercisi olacaktır. Ne dramlar hazırlanır bu devirde... Celil Memmetkuluzade işte bu devrin edebiyat yolcusudur.

Ona, Seyahat-Gezi-Günce Festivalini ithaf ettik; ama o hem de bir mizah ustasıdır.

Azerbaycan tiyatrosu, operası, operetleri bu devirde gelişim göstereceklerdir.

 

Günümüz edebiyatında; “Kimsenin yerini dar etmemişem, / Kimse de yerimi dar ede bilemez,” diyen Gülnar Sema’yı tanıttı UTEF Trabzona. Trabzon, onu sevdi...

İlk şiiri “Uğurlu Yol” takdimi ile sunulduğunda 17 yaşında olan; 21 yaşında düzeltmen olup artan sorumluluklar üstlenen; “Adalet”te, “Azerbaycan” da editör yardımcısı olan, 28 yaşına gelince Azerbaycanda çok sevilen ve geniş bir okur kitlesi olan 525.Gazeteyi kuran Reşad Mecid’i tanıdı Trabzon UTEFle. UTEF iseonu yoldaşı bildi. Gezi yazıları da vardı Sayın Macid’in. Ortahisar’da, Vakfıkebir’de, Sürmene’de Akçaabat’ta, Şalpazarı’nda izini bıraktı; muhtemeldi ki Dernekpazarı’nda da yoldaşımız olacaktı. O muhteşem şiirlerini okuyacaktı, kim bilir! Gezi ve Günce ilgi alanıydı... 

Oysa Dünya’ca evde kalmaya gönüllü olduğumuz dönemlerdeyiz... 

“Gezi ve Günce” yazım türlerine değiniyor olmak biraz garip gelse de bu günlerde bir yazarın gezip-gördüğü yerleri edebi bir üslûp kullanarak ürettiği yazı türü olan “Seyahat-Gezi ve Günce Edebiyatı” gününde -sanal da olsa- Gülnar Selma ile, Reşat Macit ile DERNEKPAZARI’na gideceğiz kim bilir belki de hep birlikte... !


Gezi yazısını yazarken, teknik olarak ilgiyi uyanık tutmak, okuyucuda okuduğu yerleri görme isteği uyandırmak çok önemlidir, derler. Lütfen Dernekpazarı sayfalarımıza geliniz.
İnanın, fotoğraflara bakarak, ilçemizi geziyor hissedeceksiniz... 

Tıpkı diğer ilçelerimize yaptırdığımız seyahatler gibi fotoğraf sanatçılarımızın çektiği ve Dernekpazarı Belediyesinin sayfasında paylaştığı fotoğrafların misafirisiniz...

Gezi yazılarında yazar, gezdiği yerlerin ilginç özelliklerini fark etmeli ve o yere dair var olan kültür birikimiyle yazısını kaleme almalı derler... UTEF; İlçelere yaptırdığı seyahatlerde, o yörenin ilginç özelliklerinin ta kendisini barındıran yerleri, konukları için seçiyor zaten... 
Konuklarımız, günce tutmuşsa eğer; Trabzon’a gelişlerinden itibaren belli bir kronolojik plânı uygulamak durumunda kalmaları kaçınılmaz oluyor aslında... 
Gezi ve Günce yazıları da böyle değil mi? 
Bu türde yazı yazmak isteyenlere kronolojik zamanlı plân uygulamalısınız, diye salık veriyor uzmanlar... Gezi için yaptıkları hazırlıkları da, yolculukları da, merakla geldiklerine inandığım Trabzon
a yapacakları yolculuklarının heyecanlarını da, Trabzon’a vardıklarındaki ilk izlenimlerini de en iyi konuklarımızın kendileri bilecektir; fakat şehirde kaldıkları 3 gün, ilgilerini çekecek kültürel ve sanatsal olayları, tematik bir çerçevede karşılarında bulmaları için çaba göstermektedir organizasyonumuz. Üstelik biz de, onlarla anılar biriktiriyor ve güncelerimizi hazırlıyoruz.
Konuklarımızdan bazılarının UTEF’e dair izlenimlerini belki okumuşsunuzdur; çünkü Sayın Necdet Adabağ’ın, Sayın Ümit Yaşar Gözüm’ün, Sayın Nimet Yıldırım’ın, Sayın Ebru Coşkun’un, Sayın Atsuko Suetomi’nin ve Sayın Kevser Kartal’ın yazılarına bu sayfamızda  rastlamış olabilirsiniz. Yeni ziyaret edenlerden iseniz, anı-gezi-günce ayrımını ve benzer yönlerinin en güzel örneklerini hiç şüphesiz konuklarımızın isimleri ile imzaladıkları yazılarında bulacaksınız.

 

Anılar, anlatım özellikleri bakımından gezi ve günce yazılarına benzerlikler içermektedir. Anı yazarı, yaşadığı ya da tanık olduğu olayın kendi üzerinde bıraktığı etkileri anlatır. Gezi yazarı ise gözlemlerini de izlenimlerini de aktarmaktadır. Gezi yazısında gezilip görülen yerlerle ilgili edinilen gözlemler, bilgiler yazılırken yazarı, ikinci planda kalmaktadır. Anılarda, çevreye ait bilgiler gezi yazısı kadar ayrıntılı değil; fakat gezi yazılarında mekân, çevre, yer ön planda olduğundan gezilen yer dikkat çekici yönleriyle anlatılmaktadır. Olaylar ve olaylarda rol alan kişiler ön planda olsa da anı-gezi-günce türlerinde genellikle açıklayıcı, öykü anlatıcı, betimleyici anlatım türlerinden yararlanılmaktadır. 

Her türde de anlatım açık duru ve yalın; yazılar, akıcı bir üslupla kaleme alınmakta, günce kısa zaman aralıkları ile yazılmakta; kısa zaman aralığında yazıldığı için gerçeğe uygun ve inandırıcı kurgusal yönü yok denecek kadar az ve tıpkı anı ve seyahat yazılarında olduğu gibi belge özelliği de taşımaktadır. Bugünkü festivalimizin ithaf edildiği Celil Memmedkuluzade’nin güncelerini yazdığı gibi... 

 

DERNEKPAZARI / 20.04.2020

 

*UTEF Kurucusu, Yazar

 

 

Galeri

Celil Mehmedgulizadeh