İSPANYOL EDEBİYATI│MİZAH ve KARİKATÜR│E. Âlâ TÜRKMEN*

21 Nisan 2020 Salı

 

İspanyol Edebiyatı kapsamında İspanya’da yazılan edebi eserler Kastilya lehçesi ile kaleme alınırken, Katalan dili ve Galicia lehçeleri ile yazılanlar da İspanyol Edebiyatı dahilindedir.

Orta Çağ, Altın Çağ, 18 ve 19. yüzyıllar ve Çağdaş Dönem Edebiyatı olarak dönemlerine ayrılan İspanyol Edebiyatında Araplar, Latinler gibi çeşitli kültürlerin de etkileri gözlemlenmiştir.

İspanyol Edebiyatının eserleri kısa şiirlerle başlıyor. Kahramanlık destanlarıyla o kadar uzuyor ki Kastilyalı bir soylunun hayatını anlatan 3.750 dizeden oluşan bir destan üretiliyor. Avrupa’da, hatta Dünya’da edebiyatı etkileyen dinî yazınlar İspanyol Edebiyatında da yerini alıyor. Bir öykü çevirisi, İspanyol Edebiyatında öykü türünün ilk örneği oluyor ve çeviriler bu fabl öyküsünün sayesinde destekleniyor. Bir şiir kitabı 14. yüzyılda baş yapıt unvanı alacak kadar şiir türünün sevilmesini sağlıyor. Kralların öyküleri okundukça çevirileri yapılıyor, kaleme alınıyor ve İspanyol Edebiyatına, bu çeviri öykülerinden doğan romans, ilk İspanyol romanı olarak yer ediniyor. 15. yüzyılda bu defa İtalyanların etkisini hissediyor İspanyol Edebiyatı ve isimsiz şiirler hele bir tanesi, İspanyol Edebiyatında Tiyatro Türünün oluşumuna katkı sağlıyor.

Altın Çağlarında, Yel Değirmenleriyle savaşan roman kahramanları devleşiyor! Lirik Şiir geleneği bu çağda başlıyor. Fransız Edebiyatı etkisini burada da gösteriyor ve 18. 19 yüzyılda akımlarına İspanyol Edebiyatçılarını da kaptırıyor... İspanyol İç Savaşıyla yurt dışına giden birçok edebiyatçısı oluyor ülkenin. Kalanlar ise savaşın gerçeğine Gerçekçilik Akımıyla karşılık veriyor. Şiddet; şiirlerin, romanların içeriğinde kendini hissettiriyor! 

Öte yandan sanat kültüründe güldürü edebiyatı da bulunuyor ve MİZAH olarak adlandırılıyor.
Yazılı edebiyatta da sözlü edebiyatta da yerini bulan mizah; cümleler ve çizgiler arasına gizlenen fikirleri şakacı sözlerle esprilerle süsleyerek gülümsetebilen eserlerle karşımıza çıkarıyor. Yaşanmışlıkların gerçekleri söz, yazı ve çizgilerle betimleniyor. Bu nedenledir ki edebiyatın her türünde mizah vardır, diyoruz... 

Nüktede, fıkrada, hicivde, taşlamalarda, komedilerde beklenen unsur olan mizah; hikâye ve romanın satır aralarında okurunu gülümsetirken aynı zamanda düşündürüyor.
Saldırı ve savunma, mizahın iki amacını oluşturuyor.
Mizah, bedensel şakalarla da sözlü şakalarla da sanata dönüştürülebiliyor.
İlk önce, masallarla türüyor mizah; tıpkı Türk edebiyatında olduğu gibi fıkralarla da.
Komik olayların yanı sıra korkutucu öğelerle de örerek, Kara Mizahı, 20. yy. da doğuruyor Mizah...
Mizahın çizim olarak karşılığını KARİKATÜR veriyor.
Mizahın yazım türünde anlatım; abartılı, iğneleyici sözlerle uzayıp gidebilirken; çizgilerle resmedildiği karikatür, tek bir cümle ile bile dile gelebiliyor...
Gayet makul sayıdaki cümlelerle Genç Araştırmacılar Köşemizde, genç yazarımız Eylül Alioğlu, Dünyaca ünlü bir kişiyi anlatıyor; İspanyol Ressam GOYA’yı. 

UTEF, “Mizah ve Karikatür Festivali” kapsamında onun, araştırma-inceleme konusu yaptığı GOYA’ya ithaf ediliyor. 

UTEF, 2020 yılında bir ressama ithaf ediliyor, evet! 
İnanın şaka yapmıyoruz 
J
Sevgili Eylül’ün yazısını okuduktan sonra Goya’nın resimlerini görmenizi çok isteriz...  
Lütfen araştırınız, şaka yapmadığımıza hemfikir olacağız...

 

HAYRAT / 21.04.2020

*UTEF Kurucusu, Yazar 

 

 

Galeri

Eylül Alioğlu