SOHBET│ÜMİT YAŞAR GÖZÜM*

30 Kasım -0001 Pazartesi

NE KADAR VE NELER OKUDUĞUNU SÖYLE, KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM!

23 Nisan bizim için, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı demek. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, bu günü çocuk bayramı olarak ilan ettiğinden bugüne büyük coşkuyla kutluyoruz. Ancak bir başka özelliği de Dünya Kitap ve Telif Hakları Günü. Hem çocukların hem de kitapların bayramı.

Dünya Kitap Gününün öyküsü ilginçtir. Katalonya bölgesinde her 23 Nisanda erkekler, kadınlara gül verirler. Kadınlar da ince zekalarını kullanarak, kitap hediye ederek karşılık verirler. 
Her kitaba bir gül, sloganıyla yaygınlaşan ve her yıl çeşitli etkinliklerle desteklenen bu gelenek, UNESCO üyesi devletler tarafından 1995 yılında Dünya Kitap ve Telif Hakları Günü olarak kutlanması kararlaştırılır. Türkiye’de ilgili gönüllü kuruluşlar aracılığıyla 1996 yılından günümüze 23 Nisan haftası etkinlikleri arasında kutlanmaktadır. 
Bu tarih aynı zamanda dünya edebiyatı önemli yazarlarının; William Shakespeare, Inca Garcilaso de la Vega, Josep Pla Maurice Druon, Vladimir Nabakov, Manuel Meija Vallejo ve Halldor Laxness ölüm veya doğum yıl dönümlerine denk gelmektedir.
Kitaplar; insanları buluşturma, kültürlerini yaşama, geleceğe yönelik düşlerini geliştirmelerine katkı veren büyük güçtür. Okuma yazma oranlarının artmasıyla insanlık adına bilinçlenme oranlarının yükseldiğini görüyoruz. Düşüncenin gelişmesi ve bireyin duygularını her alanda en iyi şekilde ifade etmesinin yolu kitaplardan geçiyor. 

Kültür endüstrisinin, düşüncenin farklı boyutlarına yönelik ataklarından en az etkilenen alanlardan birisi olarak, aynı zamanda en çok güvenebileceğimiz kaynaklardan birisidir de kitaplar.

Geniş bir ailedir kitap dünyası: Yazar ile başlayan serüvende, editör, düzeltmen, grafiker, matbaa, dağıtım, yayınevi, kitapevi, ulusal ve uluslar arası fuarlar, sonrasında telif ajansları, çevirmenler, telif hakları vb… Bütün bu kesimlerin içinde olduğu ve beslendiği kültürel katmanlar, toplumsal değerler, çeviri kitaplar yoluyla kültürlerin karşılaşması ve evrensel değerlerle tanışma. Yerellikten evrenselliğe açılan kapının anahtarıdır kitaplar. Topluca kitap okuma saatleri, günleri, değişik yaş guruplarının ortak paydalarda buluşmalarını sağlamanın yanında, önemli bir sosyalleşme ortamı sağlar. 

Kitaplar bizim, kültür, sanat ve edebiyat başta olmak üzere, bilimin ve bilginin yaygınlaşmasındaki en sağlam ortağımızdır. Eğitim yoluyla insanın evrilmesi sürecinin vazgeçilmez araçlarından birisidir. 

Bireyin, kimlik ve kişilik oluşmasından, becerilerinin gelişmesine ve eğitim aracılığıyla çoğunluk adına hizmete dönüşmesindeki, temel kaynaktır kitaplar. Toplumsal barış ve evrensel kültüre katkıda etkili yol ve yöntemleri sağlayan dostumuzdur da.

Tanımadığımız insanların, toplulukların, alt ve üst gelir gurupları arasındaki ilişkilerden, yaşam biçimlerine, yerel kültürel değerlerden, evrensel değerlere kadar bireyin öğrenme sürecini geliştiren ve kendi büyük düşlerinin peşinde ilerlemesini sağlayan yol göstericilerdir kitaplar. 
Dahası kişinin kendisini tanıması, anlaması ve barışması sürecinin de kaynağıdır. Toplumsal kesimlerden; çocuk, genç ve kadınların okuma kültürü geliştirmek suretiyle kendilerini ifade eder duruma gelmelerini sağlayan, karşılık beklemeyen en dostane kaynaktır.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de, kız çocuklarının erkek çocuk ve gençlerden, kadınların erkeklerden daha fazla okuduğunu okuma haritaları aracılığıyla biliyoruz. Ki bu da, dünyanın geleceğini teminat altına alacak güç, bugün her türlü ayrımcılıkla karşı karşıya bulunan, çocuklar ve kadınlar olması ilginçtir.

Daha Çok ve Bilinçli Okuyup, Daha Çok Yazmalıyız Düşüncelerimizi!
Çağın gerektirdiği insan, her şart ve ortamda; kendisini ifade edebilecek bilgi ve birikime sahip olmalıdır. Yazmak insanın kendisini, sahip olduğu değerleri anlatabilmesini sağlar. Düzgün ve etkili konuşmaktan, içinde bulunduğu çevreye katkıda bulunmasını sağlayacak vazgeçilmez araçlardandır.

Sevgili çocuklar, gençler, yetişkinler: sevgili kızlarımız, kadınlarımızı, toplumsal mücadelemiz, okuma yazma oranını artırmak suretiyle, sürü mantığından, toplumsal ve kişisel sorumluluklarının bilincinde, bireyler yetiştirmektir. Hepimizin istediği bu süreç ne yazık ki, kolay ve çabuk olmuyor. Devletlerin ve gönüllülerin sistematik bir şekilde, birlikte çalışmasını ve bu süreci kesintiye uğratmadan sürdürmeyi gerektiriyor. 

Aile; çocuk ve gencin kitapla buluştuğu ve tanıştığı ilk yerdir. Bunun için, her evde mutlaka bir kitaplık bulunmalı. Hepimiz insanımızı kütüphanelerden yararlanmasını özendirmeliyiz. Kitapları daha ulaşılabilir hale getirilebilmeli, çocuk ve gençlerde etraflarındaki yetişkinlerin ilgisini çekebilecek keyifli etkinlikler düzenlemeli ve okumaya özendirmelidir.

Dünya Kitap Gününü güçlendiren; Kütüphane Haftası, Dünya Okuma Günü, Dünya Kitap Başkenti projesi gibi bir çok anlamlı etkinlikten hem kendimiz, hem çocuk ve gençlerimizi ve kitapla barışamayan kitleleri haber etmek suretiyle, geniş bir ağ yaratmalıyız.

Düşünce ve ifade özgürlüğüne giden yol, yayın hakkından geçiyor. Sırf bilinçli bir toplum dolayısıyla insanlık yaratma adına bile bu çaba önemsenmelidir. Kültürel anlayış ve hoşgörü adına, kitabın aydınlığından payına düşeni almalı her toplum.

Dünya Kitap ve Telif Hakları Gününe ‘Her Kitap Bir Hediye’ sloganıyla katılmanızı diliyorum. Toplum olarak hediyeleşirken, daha naif ve bilinçlendirici hediyeler seçmenizi öneriyorum.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.
Sonsuz 100. yıllara erişsin büyük ülkümüz Türkiye Cumhuriyeti.

*@Zorbey-Felsefeci, Yazar, Eleştirmen