AKÇAABAT

10 Nisan 2020 Cuma

 

Akçaabat; Trabzon iline bağlı, Karadeniz'in sahil ilçelerinin başında gelmektedir. 
İlçe tarihi Trabzon tarihi ile yakından alakalıdır. 
Kentin bilinen en eski adı ‘Platana’ olup ‘çınar ağacı’ anlamına gelmektedir. 
Bazıları Polathane yani ‘demir fabrikası’ olduğunu söylemektedir. 
Akçaabat’a eski dönemlerde ‘Pulathane’ isminin verilmesi hakkında kesin bir tarihi bilgi yoktur. Bıjışkyan’ın seyahatnamesinde olduğu gibi Şevket Şakir Paşa da, Trabzon’un putperestlerin elinde iken halkın ‘Platana’ denilen çınar ağacına tapmakta olduğunu, bu sebeple de nahiye isminin o ağaca nispet edilerek ‘Pulathane’ye teşmil edildiğini” yazmaktadır.
‘Akçaabat’ adı, rivayete göre; “Akça’dan âbad olmuş yer, zengin yer” anlamında kullanıldığı söylenmektedir.
Kentin adının; ticaretinin gelişmiş olmasından, parasının bolluğundan, beyaz evlerinden veya eski Türkçe ‘batıdaki şehir’ anlamına geldiği iddialar arasındadır.
Kavimler göçüne sahne olan Akçaabat; önce Kimmerler, sonra İskitleri ağırlamış; göçenler ardında ilçede kalanlar olmuştur. Trabzon yöresindeki yerli halk olan Canların, Tizanların, Dirillerin, Makronların varlığından Ksenophon’un Anabasisinde bahsedilmektedir. 12’nci yüzyıldan itibaren Selçuklu döneminde Türkmen beylerinin bölgeyi fethetmesiyle Türkmenler yerleşmeye başlamıştır. Akçaabat, Trabzon’un 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesi ile Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde Ayanlar tarafından idare edilen Akçaabat bucak olmuş, 1897 yılında ilçe teşkilatı kurulmuş ve ilk Kaymakamlığa da Giritli Mehmet Ali GORDANOĞLU tayin edilmiştir. 
1461 yılında Türk idaresine katılmasından 1916 Rus işgaline kadar geçen 455 yılda herhangi bir işgale uğramayan Akçaabat, 1810 yılı Ramazan Ayında yaptığı halk savunması ile tarihinin sayfalarını kanıyla yazmıştır. Rus donanması Sargana mevkiine çıkarma yapmış; Akçaabat halkı 48 kadın 921 şehit vererek Akçaabat’ı savunmuş ve belki de tarihi bir dönüm noktasında çok önemli bir rol oynamıştır. 
20 Nisan 1916 yılında da Rus gemilerinin Trabzon ve Akçaabat’a yaptıkları top atışları şehirde tahribata yol açmış; Akçaabat, işgal edilmiştir. Türk halkı, ülkenin batı ve iç bölgelerine göç etmek zorunda kalmıştır. 
Muhacirlik yılları iki yıl devam etmiş, 17 Şubat 1918 Akçaabat’ın kurtuluş günü olmuştur.
Folkloru Dünya çapında ünlenen Akçaabat; tiyatro, musiki, resim ve edebiyat alanlarında sanatçılar yetiştirmiştir. Markalarından biri olan köftesi ve binyılların Salı Pazarı kültürüne sahip olan ilçede kültür ve sanat, Dünya Kültür Mirası olan mahalle evlerinde adeta nakış olup işlenmektedir.

E. Âlâ TÜRKMEN

Fotoğraf: Akçaabat Belediyesi

 

 

Galeri