TÜRK EDEBİYATI│ANI│E. ÂLÂ TÜRKMEN*

6 Nisan 2020 Pazartesi

TÜRK EDEBİYATI / ANI

E. Âlâ Türkmen*

Türkçe sözlü ve yazılı metinlerin ilk örnekleri Türkiye topraklarında 13. yüzyıl sonu ve 14. yüzyıl başında görüyoruz. Doğu etkisinde olduğu bu dönem Halk Edebiyatı ve Divan Edebiyatında ürünler verilmiş, Divan Edebiyatı, genellikle Osmanlı Sarayı çevresinde gelişme göstermiş, Klasik Türk Edebiyatı adıyla anılmıştır. Halk arasındaki edebiyat türü ürünleri ise daha çok sözlü edebiyat üzerinden gelişme kaydetmiştir. 19. yüzyılda Doğunun etkisinin azalmaya başladığı gözlemlenirken bunda Fransız Edebiyatının rolünün olduğu görülmektedir.
Türk Edebiyatının dönemlerine bakacak olursak;  İslâmiyet Öncesi Türk Edebiyatı, İslamiyet Sonrası Türk Edebiyatı diye sınıflandırabiliriz. 
İslâmiyet Sonrası Türk Edebiyatı: Anadolu’da Türk Edebiyatının Doğuşu, Halk Edebiyatı, Divan Edebiyatı başlıklarında inceleyebiliyoruz. 
Halk Edebiyatı; Halk Hikâyeleri, Anonim Edebiyatı, Masal, Âşık Edebiyatı, Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı olarak adlandırılmakta.
Batı Etkisi ile gelişen Türk Edebiyatında ise Tanzimat Edebiyatı ve Edebiyat-ı Cedide başlıklarıyla; Milli Edebiyatla; Cumhuriyet Dönemi Edebiyatıyla gelişme kaydediyor. Bu dönemde roman, öykü, şiir, tiyatro, araştırma-derleme ve mizah türlerinde eserlerin üretilmeye başlandığı görülüyor.
Edebiyat, bir sanat. Bu sanatla olay, düşünce, duygu ve hayaller dil aracılığı ile dile geliyor; yazılıyor hatta çiziliyor. Edipler, edebiyatçılar tarafından sunulan bu sanat ile binyıllardır ürünler veriliyor.
Türk dili ile üretilen eserlerin izlerini binyıllar önceye kadar takip edebiliyoruz.
Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali-UTEF ülke edebiyatlarını türler üzerinden ele allıyor ve o belirlenen türde eser veren edebiyatçılarından birine ithaf ediyor. 
Hem, o edebiyat türünü inceliyor; hem de o ülkenin yazarını anmış oluyor. 
UTEF-2020 yılında Türk Edebiyatına “Anı” türüyle bakıyor ve Tonyukuk’a ithaf ediyor.

ANI; yazarların, yaşantılarının bütününü ya da bazı bölümlerini veya tanınmış bir kişinin yaşanmışlıklarını edebi bir dille anlatmak amacıyla kaleme aldıkları metinlerdir. 
Yazar; anısında içselleştirdiği duygularına dış boyutları da katar. Geçmiş; edebi sözlerle, yazarın kişisel yargıları ve yorumlarıyla “anısında” şekillenir.
Anılar, tarihi değerlerdir; çünkü yazarının gerçeklerinin öğrenilmesine katkı sağlamaktadır.
Yazar; anılarını paylaşarak, okuru ile adeta kişisel bağ kurmaktadır.
Tarihteki ilk örneğinin Ksenophon’un “Anabasis”i olduğu söylenir. Yazarı, bu eserinde UTEF’in mekânı olan Trabzon’dan da bahsetmektedir. Ayrıca kayıtlarda; bu eserin, Trabzon’un adının geçtiği bilinen ilk yazılı kaynak eser olma özelliği taşıdığından da bahsedilir.
Gürcü Edebiyatının önemli temsilcilerinden olan İlia Çavçavadze de bu türde eser veren yazarlardan biridir ve 2018 yılında UTEF, kendisine ithaf edilmiştir.
Bu yıl ise edebiyatın "anı" türünde eser verdiği bilinen ilk Türk yazar olan Tonyukuk’a ithaf ediliyor UTEF. Üstelik güzel bir tesadüfle; çünkü 2020 yılı, Tonyukuk’un, yüzyıllar önceki anılarının kayda geçtiği abidesinin dikilişinin 1300. yıldönümü. 

Anı; otobiyografi ve günlükle karıştırılmamalıdır. 
Otobiyografide yazarın önceliği, kendini konu edinmesi olurken anıda ise yazar, yaşadığı tarihsel olayları, olaylardaki rolünü, tanık olduğu gözlemlerini geçmişe dönük olarak aktarmaktadır. İşte bu geçmişe dönük anlatımı ile aynı zamanda günlükten de farklılık göstermektedir; çünkü günlük, yazanın gününü anlatmaktadır.
Kısacası yıllar geçse de unutulmayan ve belki de unutulmaması isteği barındıran kaygıyla kaleme alınan edebi bir paylaşımlardır anı. 


ORTAHİSAR / 06.04.2020

*UTEF Kurucusu, Yazar