RUS EDEBİYATI │ BİYOGRAFİ-OTOBİYOGRAFİ │ E. ÂLÂ TÜRKMEN*

14 Nisan 2020 Salı

 

 

10. yüzyıl sonlarıdır. 
Rusya'da okur-yazarlık oranı artmıştır. 
​Edebiyata olan ilginin artmasının nedeni olarak yeni dinin halk arasında yayılması gösterilir.
Batı Edebiyatını takip eden Rus okurlar, 18. yüzyıla gelindiğinde bu defa kendi yazarlarının uzun öykülerini, ilgiyle okumaya başlamışlardır. 
Çekicilik, elbette ki öykü türünün temsilcilerinin edebi başarısında gizlidir. 
UTEF’in ilk kez ithaf edildiği şair-yazarlardan Puşkin’in ​19. yüzyıla damgasını vurduğunu görürüz. İlk şiiri 14 yaşında iken yayınlanan ve ömrünün sonunda yoksunluğu kargaşa yaratacak derecede sevilen Puşkin’li Rus Edebiyatı, Dünya Edebiyatına görünür şekilde damgasını vurmaya başlamıştır. 

Eski Çağ Rus Edebiyatı, Klasik Dönem Rus Edebiyatı geride kalmış; Romantik Dönemin muhteşem temsilcisi 37 yaşında yine romantik bir nedenle veda ettiği dönemi kapatmıştır! Gogol’lerin, Dostoyevski’lerin, Tolstoy’ların, Çehov’ların, Turgenyev ve Gorki’lerin dönemine gelinir. Gerçekçilik akımını Rus Edebiyatında onlar temsil eder; Dünya Edebiyatında da bu akımın en güçlü temsilcileri onlar olacaktır. 

20. yüzyılda, mantıklı cümleleri terk etme eğilimi başlamıştır. 
İtalya’da bildiriler, yeni bir akımı başlatırcasına yayınlanmaktadır. 
Rusya’da da bu akıma ilgi duyanlar vardır; elbette karşı çıkanlarda... 

Fütürizm, 1917’de güçlense de en önemli temsilcisi sayılan Vladimir Vladimiroviç Mayakovski’nin 1930 yılında hayata veda etmesi ile etkisini yitirir. 

UTEF-2020, bu akıma karşı çıkan bir yazar olan Maksim Gorki’ye ithaf edilmiştir. 
İthaf edilişinin nedeni, akımlar değil; temsil ettiği edebi türe kalıcı izlerini bırakmış oluşudur.
Onun kalıcılıktaki gerçekçiliğidir! 

Benim Üniversitelerim, Çocukluğum: Aleksey Maksimoviç Peşkov.

Biyografi ya da yaşam öyküsü, bir insanın yaşamındaki olayların belirli bir sıraya göre anlatıldığı edebiyat türüdür.
Divan edebiyatında şair, kendi yaşam öyküsünü “tezkire” denilen eserde kaleme almaktadır.
Bilimsel Biyografilerde kişilerin hayatı, eleştirel üslupla anlatılırken araştırma ve incelemeye dayanmalıdır.
Biyografik romanlar ise; kişinin, kişisel özelliklerini ve hayatının tanıtımını, yaşıyormuş gibi roman kurgusunda anlatıldığı metinlerdir. 
Nekroloji; yakın zamanda ölen kişileri, iyi özellikleriyle anmak üzere genellikle gazete ve dergilerde yayımlanmak üzere kaleme alınan metinlerin tanımıdır.

Yaşayanların biyografileri kaleme alınırken saygı gereği dikkat edilmesi gereken unsur ise özel yaşama gösterilecek mahremiyet olmalıdır.

Otobiyografi ya da öz yaşam öyküsü adı verilen metinler; yazarın kendi yaşam öyküsünü anlattığı edebiyat türü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yazarın anlatımında, kaynağı, kendisidir. 
Yazar, otobiyografisini yazarken aile ve yakın çevresinden de yararlanır.
Otobiyografi yazmak zordur! Çünkü kişi kendini anlatırken, ister istemez nesnel olabilmenin güçlüğünü yaşamaktadır! Kullandığı malzemeler; kendi sanat eserleridir, düşünceleridir, yaptıkları ve katkıda bulundukları işlerdir. Ortaya çıkacak eser belgesel niteliğinde olacak, belki de tez-araştırma-inceleme konularına kaynak niteliği taşıyacaktır. 
Bu nedenle, düşünsel plânla kaleme alınan bu metinlerde gerçekler göz ardı edilmemelidir. 
Yazarı, kendini öne çıkararak anlattığı olaylardan bahsederken, objektif olmalıdır. 
Türdeki eserlerde aranan en önemli özellik de budur.

 

ARAKLI / 14.04.2020

*UTEF Kurucusu, Yazar